Keşanlı Yönetici ve İşadamları Derneği (KEYİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eler, Davut Doğan ile Tek Rumeli TV’de söyleştiler. Geride bıraktığımız Cumartesi akşam saat 22.00’den itibaren yayımlanan Ahmet Eler’in hazırlayıp sunduğu “Alternatifsiz Gündem” isimli programda Doğanlar Yatırım Holding ve Doğtaş Mobilya’nın kurucu ve yöneticisi Davut Doğan’ı yakından tanıma olanağı bulduk.
Başarılı işadamı Doğan, 1960 yılında Çanakkale’nin Biga ilçesinde doğmuş. İlk ve Orta Öğrenimini Biga’da tamamlamış.
1978 yılında Eskişehir Demiryolu Meslek Lisesi’ni bitirerek aynı yıl Devlet Memurluğuna başlayan Doğan 1978–1986 yılları arasında Bandırma ve Çankırı’da TCDD Müdürlüğünde puvantör olarak görev yapar. 1986 yılı sonunda memurluktan istifa ederek ticarete atılır. 1987 Temmuz’unda Doğtaş A.Ş’yi altı kardeşiyle birlikte kurar. 1988 yılında üretim tesisini de kurarak sanayiciliğe başlar. Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi (AÖF) mezunudur, evli ve iki evlat babasıdır.
*
Davut Doğan, renkli kişiliği ve deneyimleriyle oldukça dikkat çekiyor. Örneğin “Para Batırmanın Yolları” başlıklı köşe yazısında, alışılagelmişin dışında bir başarısızlık öyküsü anlatmaktadır.
Öyle ya, hep başarı öyküleri anlatılır, ilkin biz de öyle yapalım:
Başarılı işadamlarımızdan Davut Doğan 2005 yılında “Dünya Girişimcilik Yarışması”nda Türkiye finalisti olur.
Üniversitelerde girişimcilik öykülerini anlatır.
ODTÜ’de 2011 yılında “Yılın Girişimcisi” seçilir.
*
Hep başarılı işler mi yapmıştır, başarısız olduğu işler de yok mudur?
İşte, Sn. Doğan’ın farkı da buradadır!
Başarısızlık öykülerini de çekinmeden anlatır konferanslarda, sucuk fabrikasını nasıl batırdığını, Rusya’da nasıl çarpıldığını, Irak’tan mağaza kapatıp nasıl çıktığını…
1994’te ilk ihracatını Arnavutluk’a yaptıktan sonra, hemen Tiran merkezli Al-da Mobileri şirketini kurmuştur. Makedonya’da Se-do Mobilya, Bulgaristan’da Doğtaş-Bulgaria ve son olarak da Rusya’da Dog-mos yani Doğtaş-Moskova’nın kısaltılmışı…
Bir ortak bulur kendine.
Türkiye’nin en meşhur derneklerinden birinin kurucu genel sekreteri olan (veya kendini öyle tanıtan) birisi ile ortaklık yapar.
Doğanlar, malları Moskova’ya gönderecektir. Ortak da gönderilen altı TIR’ın nakliyesini ve gümrüklerini ödeyecektir.
Anlaşmaları budur.
Bu arada Doğanlar’ın kurduğu şirket beklemededir.
Ortağın Rusya’daki şirketini ve ofisini kullanacaklardır.
Doğanlar malları gönderir, Moskova’ya varır. Ancak ortak ortada yoktur!
Mallar gümrükte kalmıştır, gümrük bedellerini öderler.
TIR’ların parasını bu ortak ödeyecektir; Doğanlar öder.
Kendi şirketinde çalışan personelin ücretini de ödemediğini sonradan anladıkları ortak ortalarda olmayınca, çalışanlarla karşı karşıya kalır Doğanlar.
Rus bayan müdür ile çekişirler, tartışmaları büyüyünce Doğan’a, “Cumartesi mafyam gelecek, onunla görüşürsünüz” der.
Meğer Rusya’da sözüm ona “güvenlik şirketi” babında herkesin mafyası varmış.
Mallar Moskova’daki mağaza ve depoya konmuştur.
Bu kez de depo sahibi Doğanlar’a; “Aylardır ödenmeyen kira borcunuz var” demez mi?!
Her ne kadar “Borç bizim değil ki, biz buraya yeni geldik, eski şirket sahibi sizi dolandırmış” dedilerse de adam Doğanlar’ı dinlemez.
Kendisi de Çeçen mafyasındanmış.
Giderler, Rusya’da kendilerine uygun bir güvenlik şirketi (!) bulurlar.
Cumartesi mafya temsilcileri buluşur! …
Sonuç alamaz Doğanlar…
Kendi mallarını kaçırmaya karar verirler, TIR’ları ayarlarlar.
Malları yüklemeye başladıkları an, alarmlar çalmaya başlar.
Polisler etrafı sarmıştır.
Neredeyse kendi mallarını kaçırmaktan başları belaya girecektir ki malların bir kısmını kurtarmayı başarırlar, güvendikleri bir Türk firmasına teslim ederler; “Bunları sattıkça bize parasını gönderirsin” derler.
Aylar sonra malları bıraktıkları bu firma Doğanlar’ı arar ve malların üstüne bir de kira parası istemez mi?!
Bir “tecrübe” de oradan yenir.
Canlarını kurtarmanın sevinci ile memlekete geri döner Doğanlar.
Ettikleri zararı çıkarmak için de benzin istasyonlarını satmak zorunda kalırlar.
* * *
Yanlış bir ortakla iş yapmanın, yanlış bir yerde yatırım yapmanın faturası bir benzin istasyonuna mal olmuştur Doğanlar’a…
“Tecrübe neydi?” diye soruyor Davut Doğan köşe yazısında:
Yanıtı da veriyor; bilmeyen yoktur sanırım.
Tüm açık yürekliliğiyle deneyimlerini paylaşmasını bilen Davut Doğan’la Ahmet Eler’in sohbeti çok keyifli oldu gerçekten, teşekkür ederiz.

Test

Form Gönderimi

Tamam

© Ahmet Eler 2017 | Tüm Hakları Saklıdır.
Web Tasarım Teknobay.