Edirneli Sanayici ve İşadamları Derneği (EDSİAD) mensupları 12 Aralık 2014 Cuma günü Edirne’de düzenledikleri akşam yemeğine bizi de davet ettiler, teşekkür ederim.
Davette sürpriz bir ödül töreni de vardı. Keşanlı Yönetici ve İşadamları Derneğimizin (KEYİAD) yönetim kurulu başkanı Sevgili Ahmet Eler kardeşimize 2014 yılı sosyal girişimcilik ödülü veren Edirneli hemşerilerimiz, böylesine bir ödülü ilk defa verdiklerini söylediler.

 

 

Ahmet Eler de yaptığı konuşmada; başkan İsmet Açıkgöz’e ve EDSİAD yönetim kuruluna ve tüm konuklara teşekkür etti,konuşmasında şunları söyledi:

“… Burada iş dünyasından çok değerli insanlar var. İş dünyasında yeni jenerasyon önemli. Çok ciddi anlamda yetenekleri de yüksek olan bu insanları elimizden kaçırmamamız lazım. Sosyal anlamda da gelişime açıklar. Sivil toplum kuruluşlarındaki başarı iş dünyasını da tetikliyor. Sivil toplum denilince, bugün şirketler konuya ciddi anlamda pay ayırıyorlar. Geleceğin dünyası şüphesiz gençliğin elindedir. Büyük başarılar, sivil toplum ilişkileriyle ve sivil toplumla iç içe çalışarak geliyor. EDSİAD güzel işler yapıyor. Sivil toplum kuruluşlarıyla iş dünyasının çok daha iyi işler başaracağına inanıyorum. Ayrıca, Sosyal Girişimcilik Ödülü’nün EDSİAD tarafından ‘ilk’ olarak bana verilmesinden dolayı onur duydum, bu onuru ömrüm boyunca taşıyacağım…”

* * *
Geçen hafta dikkat çeken bir diğer oluşum; Keşan Ticaret ve Sanayi Odası (KTSO), Keşan Ticaret Borsası, İpsala Ticaret Borsası, Hamzadere Sulama Birliği, Trakya Kalkınma Ajansı ile TEPAV (Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı) tarafından hazırlanan ve Keşan, Enez, İpsala ile Saroz Körfezi’nin geleceğini planlamak için düzenlenen “Hamzadere Bölgesi Kalkınma Çalıştayı” oldu.
KTSO yönetim kurulu başkanı Sevgili Mustafa Helvacıoğlu arkadaşımız, çalıştayda belirlenecek hedeflerle bölgemize sınıf atlatmak, yol haritamızı belirlemek, bölgenin geleceğine yönelik yapılabilecekleri belirlemek istiyoruz, diyor.

Elbette bugün, her günkünden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyaç var. Kalkınmanın ilk şartı ayrışmanın olmamasıdır.  Kalkınma için ayrı görüşler olabilir ancak birlikte hareket etmek, olmazsa olmazlardandır.

Sevgili Helvacıoğlu’nun da dediği gibi “Ankara’dan karar alalım, Keşan’dan ses gelsin” dönemi bitmiştir.
Dünyanın yeni markaları artık, ülkeler değil, şehirlerdir. Rekabette yarışabilmek için nitelikli insan ve kaliteli yaşam, geleceği şekillendirecektir.
*

TEPAV perspektifinden bakıldığında ise Türkiye’de ilk kez bir bölge, yerel ölçekte kendi geleceğini belirleyebilmek için bölgesel bir ekonomik kalkınma adımı atıyor.
Çalıştayda, TEPAV Yönetişim Çalışmaları Programı Yöneticisi Emre Koyuncu ve TEPAV İcra Direktörü Yardımcısı Esen Çağlar, program üzerinde neler yapılacağı hakkında genel bilgiler verdi. Bölge insanımızın fikri katkılarıyla gerçekleşen çalıştayın sonuçlarını önümüzdeki günlerde, hep birlikte ele alacağız.
* * *
Yine, geride bıraktığımız Cumartesi akşamı Tek Rumeli ekranlarında, KEYİAD Başkanı Sevgili Ahmet Eler kardeşimizin hazırlayıp sunduğu programda; Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Türkiye-Çin İş Konseyi Başkan Yardımcısı ve Arzum Ev Aletleri Yönetim Kurulu Başkanı, Sevgili Murat Kolbaşı bizlerle oldu.

 

Kolbaşı ile “TÜRK KAHVESİ” Osmanlı kültüründe KAHVENİN yeri ve önemi, “kahve – likör – lokum” üçlemesi, tüm bunların “markalaşma ve koruma” çalışmalarının geldiği noktada “ilginç” değerlendirmeler üzerine konuştuk.
Türk kahvesinin, beş yüz yıllık tarihi ve gelenekleriyle 5 Aralık 2013 itibariyle UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu) “İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası” temsili listesine resmi olarak kaydedildiğini biliyor muydunuz?

*

Bu kapsamda, dünya mirasına sahip çıkmak için kültürel varlıkların daha etkin şekilde korunması ve yaşatılması, kahve kültürümüzü bu listeye dâhil ederek Türk kahvesinin kuşaktan kuşağa aktarılan geleneklerinin ve sosyal yaşamın üzerindeki etkisinin tarihsel değerinin de vurgulanması…
Bu itibarlı unvanın ülkemizin marka değerine uzun vadede katkı sağlayacağı…

Böylece, Türk kahvesinin dünya mirasları listesine alınması, toplumumuz için gurur verici olmasının ötesinde, kahve kültürümüzün dünyaya ve tüm insanlığa kültürel katkısının da tescillenmiş olduğu gözden kaçırılmamalıdır.

Sevgili Murat Kolbaşı’nın bir ricası da var:

Dünyada günde bir milyarın üzerinde fincan kahve içildiği ama beş yüz sene evvel kahvenin dünyaya yayılmasını sağlayan Türk kahvesi ile bu pazardan yüzde 10 dahi pay alamadığımızı, bu nedenle kahve alışkanlığımızı değiştirmemiz gerektiğini söylüyor ve restoranlarda yemekten sonra “Türk kahvesi” isteyin diyor. “Yok, efendim!” deseler bile bu isteğimiz yer edecektir, düşünsenize özellikle yurt dışında her birimiz Türk kahvesi istesek, neleri değiştirmiş olmayız ki! …

Test

Form Gönderimi

Tamam

© Ahmet Eler 2017 | Tüm Hakları Saklıdır.
Web Tasarım Teknobay.